22 Ekim 2011 Cumartesi

Kadınca


Kadınlar deyince bir erkeğin aklına, car car konuşan değişik bir yaratık gelsede, aslında içlerinde, bir hazineye sahiptir ve yeterki ruhuna inebilecek bir erkeğe sahip olsun; bir hareme ihtiyaç duyulmayan biraz çocuk, biraz kadın ve arkadaştırlar.

Kalplerinde, nehirler akıp gider ve yağmur sonrası toprağın kokusuna benzer hüzünleri...İstedikleri paradan ve güçten daha çok, biraz ilgi ve sevgidir aslında...Öyle olmasaydı en sevdikleri hediye çiçek olmazdı muhtemelen.Kıyafet, alışveriş ve eşyaya olan düşkünlükleri, içlerinde büyüttükleri sevgi açlığını dolduracak, koca bir boşluktur aslında...Kendi kendilerini mutlu etmeye öyle alışmıştır ki, alışveriş tutkusunun kendi genetik yapısıyla özdeşleştirirken,asıl sorunun sevgi, ilgi ve alaka olduğunun farkına bile varmaz çoğu zaman...

Kendimden biliyorum; mutlu olduğum zamanlarda saçlarımı, kıyafetimi ve görünüşümü fazla kafama takmam.Beni pırıl pırıl gördüğünüz zaman, bir şeyler yolunda gitmiyordur, iltifat ve sevgi istiyorumdur büyük bir ihtimalle...

Kadın günleri bir erkeğin dışındadır ve kadının tüm güzelliklerini sergilediği bir mekanda saklıdır.Bir erkek için bu denli hazırlık yapmayız hiç birimiz, çünkü erkekler bunu taktir etmez.Günler öncesi temizlik, çeşitli tatlılar, pastalar, son derece gösterişli bir sunum ve en çarpıcı kıyafetler.Gün hoş sohbetle geçer, tüm dertler dökülür ortaya içimizi dökeriz ve rahatlarız.Bir erkekte bize aynı ilgi ve alakayı gösterecek olsa, onlar için daha iyisini yapabilirdik;" Çok hoş çok güzel olmuşsun, bu saç sana çok yakışmış ve ne çok yorulmuşsun bizim için" gibi sözler duymak için bir hafta çalışırdık hatta deneyen arkadaşlar da oldu ama sonuç çok acı;"Hayırdır bir yeremi gidiyorsun? giyinmişsin!sana makyaj hiç yakışmamış yada off yaaa sırnaşma evdede rahat yok"arkadaşımız bu olayı kadın gününde anlatıp ağlamıştı ve o günden sonra hiç makyaj yapmadı, nede özene bezene hazırlık...

Kadınlar ne tatlıdır ve inanılmazdır aslında ama hiç bir erkek onların içindeki saklı cevheri ortaya çıkaracak duyarlılığa sahip değildir...Hatta bastırır içimizdeki, şımarmak isteyen çocuğu, Zıplamak isteyen genci" biraz ağır ol" diyerek ve kadın gibi davranmak isteyen o zavallı dişiyi ve böylece eskir kadınlar kıymet bilmez kollarda içine gömdüğü yaşama sevinciyle!Zaman öyle çabuk geçer ki, ne kadın anlar geçtiğini nede erkek bir kadında sahipsiz kalmış her şeyi.

Kadınlar ne güzel, ne inanılmaz ve ne acınası haldedir aslında.Birbirlerine dayanarak güçlü hisseder ve hayatı baştan sona fiyaso ve hayal kırıklığıyla geçer...

2 yorum:

  1. Her ne kadar yerden yere vurmakla kalmayıp duvarlara da çarpış olsan biz erkekleri, dürüst olmalıyım ki haklılık payın yabana atılmayacak kadar çok... Ama istisna bile olsa azınlıklarında hakkını vermeli ideal bir kadın. Aksi halde odunu hep kendi açısından yontuyor olmaktan öteye geçemez. Bu da tüm haklılığını çürütür...
    Teyze'cim, yazın oldukça güzel. Seni tebrik ediyor ve kutluyorum. Sıkı bir takipcin olarak, hayranlıkla izliyorum...

    YanıtlaSil
  2. Ben bu yazıyı yazarken aklımdan, gerçek bir erkek tanıyorum diye geçti ama bu ayrıntıyı başka bir yazımda ele alacağım, senden böyle kısacık bahsetmek haksızlık olurdu...Desteğin için teşekkür ediyorum...

    YanıtlaSil